Friday 6 February 2009

FIRTINAYA ILAN-I ASK



Buyukadadayim. Nisf-ul-leyl. Disardaki hircin ugultu tanidik. Firtina geliyor. Agaclar once yavas yavas, sonra delice dansetmeye basliyor. Pencere ardina kadar aciliyor. Ruzgar daturalarin, camlarin ve denizin mis kokularini harmanlayip, sertce yuzume carpiyor. Biliyorum bu bir davetiye. Usulca cikiyorum disari. Kendimi firtinaya birakiyorum, beni de sarip sarmalasin diye. Ruzgarla birlikte gizli yerimize suzuluyoruz. Kopekler benden once davranmis ve yerlerini almislar, aralarina oturuyorum ve birbirimize degerek seyretmeye basliyoruz. Rihtimdaki kayalarda dalgalar patliyor, beyaz kopukler saciliyor etrafa. Gokte simsekler akiyor. Hersey cilginca ordan oraya savruluyor. Ritim allegrodan, prestoya sicriyor. Delice bir tasavvuf nesesi icinde hersey. Once minik minik, sonra hirpalayan damlalar dusuyor uzerimize. Kopekler islanmayi sevmez, kaciyorlar. Ben yagmurun altinda donup duruyorum, bahcedeki koca camin govdesine sariliyorum, islak yapraklara yuzumu suruyorum. Biliyorum ask bu…Ben bu aski biliyorum...

No comments: