Wednesday 28 January 2009

GRAIN OF SAND

(Ustteki resim Namibia'da Skeleton Coast'tan alinmis bir kum tanesinin binlerce defa buyutulmus hali. After all, Sir William is right, there is a world in a grain of sand)


T o see a world in a grain of sand
and a heaven in a wild flower,
hold infinity in the palm of your hand,
and eternity in an hour


Bu siir aklima saclari birbirine karistiran, yerden toz kaldiran, ruzgarli, sedid, hircin ahhhhhhhh ama ne kadar guzel bir Buyukada gununu getiriyor hep...Ozledim ben cok, pazartesi yolcusuyum ama zaten hep meftunuyum.

Pazartesi: ruzgarli camlar arasinda uzuuun bir yuruyus, eve ugrayis, kopekleri koklayis (abarttim, pof hakkaten, iki koca kurt kopeginden bahsediyoruz burda), klok klok (kizimca at arabasi) veeeeeeeee Lido'da sonu demli cay ve tel kadayif ile biten ziyafet gunu... Ama isin asli birtanecik kuzenim Sibel ve dunyalar tatlisi yegenimi gormek. Bu tatli bonbonlarin, sekerparelerin seyrine dalmak...bir de o tatli cocuk Ingilizcesiyle miyav miyav konusmuyorlar mi kendi aralarainda...
Ya yagmur yagarsa peki? Adam sende, kotu hava yoktur, yanlis kiyafet vardir..ayrica eger kendinizi eriyecek seker adledmiyorsaniz yagmurun da apayri bir keyfi vardir. N'est pas???
Kendime soru: Venerable Yasemin, acaba , tel kadayifi mideye indiridikten sonra, Buyukada pastanesinden bir de lokumlu kurabiye almak edepsizliginde/iradesizliginde bulunacakmisin???Merakla bekliyorum....

Monday 26 January 2009

Himmm...
Istanbul gri, ruzgarli.
Ama martilar, kucuk dalgalar, kugu vapurlar, birdenbire baslayan- birdenbire biten yagmur ve lezziz karides salatasi Istanbul Modern'de tarihi yarimadaya karsi...ve arka fonda cocuklarin tatli miriltilari (yazinin gidisine boylesi uyuyor elbette ama asli, siz veteran anneler coktan caktiniz tabii, kulak tirmalayan bogurmeleri...) ve cok hayata dair bir sohbet
....gri baslayan gunun isik huzmeleri, piriltilari...

Tuesday 13 January 2009

NARNUR HANIM FIRKASI PASIF DIRENIS HAREKETI




Hedef yatis saatimiz 8.30, degil mi???..

Bir direnis ki teskilat-i mahsusa halt etmis. Kendi icinde hucreleri var, biri anne tarafindan kistirilinca hop diyeri piyasaya cikiveriyor.. Bu akla zarar stratejilerden sadece 1 kismi:

sorulan envai cesit soru,

o saate kadar hic de umurunda olmamis ama meger onu okulda ne kadar da cok kirmis bir olayin anneye miril miril anlatilmasi (annenin butun kalelerine ve tersanelerine coktan girilmis tabii),

balli sut, bir daha balli sut ve ustune su (tabii gece alinan bunca sivinin da bize yol, su, elektrik degil de baraj golu olarak donmesi),

benim masal okumamdan sonra onun bana masal okuma seanslari...

ha bir de bir turlu dis fircalayamama ve pijama giyememe...

Hedef saatimiz 8.30 tarihin uzaaaaaaaaaak bir parcasi oluveriyor birdenbire...
Okulu da cok uzakta..neyse girmeyeyim bu konuya hic, sinirlerim bozuluyor...

Friday 9 January 2009


Aaaaaaaarrrrrrrrrggggggggah...calisamiyorum. Hicccccc...Deveyi hendekten atlatip, kizimi derse oturtuyorum ama utanc icinde cunku annenin de calismasi lazim ve anne HERR bahaneyle kaytariyor. Malum o da bir taraftan ogrenci...ve fakat ne bicim ogrenci???Istiyorum ki biri benim de basimda dursun, zorla calistirsin..Hello!!! artik bu yasta o kisi de ben olmaliyim, degil mi????Olgunluk, sorumluluk vs..., nereye gittinizse/kactinizsa acil geri donun...I. ve II. Osman'in ruyalari bizi bekliyor...We have a DEADLINE for God's sake....

Ben biliyorum bu miy miy havalar yuzunden hersey. Etrafimdaki herkes evine hatta yatgina cekilip mumkunse bahara kadar orada kalmak istiyor... kuzum mumkun degil mi boyle 1sey acaba???
Miyav...

Thursday 8 January 2009


Iki gundur evdeyiz. Ask Sultan hasta. Orta kulak. Ne yazik ki antibiyotik. Ana okuluna giderken nice orta kulak baslangicini ve belki orta hallisini dinlenerek ve iyi beslenerek atlatmistik. Alernatif tipcilarin cogu orta kulakta antibiyotigin ancak cok ileri vakalarda kullanilmasindan yanalar. Ben de kullanmazdim, ilkokul rutuni, servis ve aktivite yorgunluklari ustuste binip bagisikligi dusurmeseydi...Ama hissediyorum su siralar bebekaskim cok yorgun. Azaltmak lazim aktivite trafigini..Ama nereden budayacagimi bilemiyorum...oyle yetenekli ki, ogrendigi her yeni sey onu o denli zenginlestiriyor, tabakalandiriyor, gozlerini parlatiyor ki ... Hicbirine zorla goturmuyorum zaten, kendisi iple cekiyor...Bilemiyorum...Iyi ebeveyinlik (ne uyuz bir kelime bu ebeveyn kelimesi bu arada...arapca abawayn'dan geliyormus, ebu baba demek, abawayn'le anne-baba kastedilse de aslinda cift baba gibi gayet sovenist bir acilimi var) bence cocugun potansiyelinin katmer katmer cicek acmasina olanak saglamak biraz da ....

Neyse kaptik mi dunyalar tatlisi doktorumuz Zekai Bey'den uc gunluk rapor, keyfimiz yerine geldi, anne kiz dansi yaptik muayenehanede. Bunun uzerinedir ki Zekai Bey anneligime uc verdi...Kac uzerinden diye sordum, ayip olmasin diye on ama aslinda 100 uzerinden dedi:))

Neyse kizim purr purr uyudu, pembeleri yerine geldi, mavileri koyulasti, sarilari parladi ve bugun yatagimda atom karinca gibi ziplamasindan anladim ki it is O.K...

Simdi Kahkaha Sultan, kedi ve dayi benim yatagima uzanmis vaziyetteler ve aralarinda bilin bir tek kim uyumuyor. Belirtmismiydim, minik bir samseytanidir kendisi ayni zamanda...Princess Poppy'nin mavi kitabini okuyor, yillarca bir Pinky Pinkerton olduktan sonra yeni rengi mavi ...Simdi de "bir dakika chart'ima bakicam" diye yataktan bir firlayisi var ki, sanirsin buyucu-astrolog filandi gecmis hayatinda... Takvimi kastediyor herhalde...ara tatili iple cekiyorUZ, gercekten.
Bu aksam gene uyku minnacik bana, oysa ki yumusak/sicak/huzurlu yatagim ne kadar devetkar goz kirpiyor , ustelik icinde de kaymakli bildircin var...Amaaaaaaaaa acaba Heredot'tan actigim historiografya falindan bir de Tugi cikartip, butun bunlari Genc Osman'a fiyonklayip, alakaya cay demleyebilecek miyim bakalim?????That is the problem...

Sunday 4 January 2009



kuzen capkinlik yaparken ayiptir soylemesi ben uyuyakaldim 360'da..MUESSESE ICIN BIR ILK HERHALDE...Bkz: "Annelik ve Gece Hayati:The Conflicting Domains" , coming soon to a bookstore near u...


Eh uyumakta hakliyim ama ..yukardaki goruntu bana hitab etmiyor ki..bir sure sonra- ah...gene annelik icguduleri-acimaya basladim kiza, uzerinde avuc kadar birsey, hava soguk, millet yiyecekmis gibi bakar. Zaten ben bir saat hayvanlar gibi dansettikten sonra klasik gece hayati niyadimi doldurmus, bes dakika once kendimin de icinde oldugu guruha tepeden bakmaya baslamis, boyle zip zip ne aptalca eglenceler bunlar canim moduna girmis, yukseklerden esmeye baslamistim kii ,ic sesim fazlaca ukelalik yapamaya firsat bulamadan uyuyakaldim:))


Dun tamamen kuzen Franc'a vakfedildi. Rengarenk Kapalicarsi alemi ve alem Kapalicarsi esrafi ..ki hayranim kendilerine...o nasil bir teatral yetenek, o ne profesyonel performanslar. Adam ayni anda on kisiyi uc farkli dilde idare ederken, bir de benim sarji bitmis inleyen telefonuma ince uclu "sarz aleti " buldurup, getirtiriveriyor biryerlerden. Etrafta surekli dumani ustunde tavsan caylar..(eh.. bizde Haci Muhittin'den badem ezmesi almistik, tedarikliydik:)) Bir anda 200 Euro'dan baslayan pazarliklar nasil olup bes dakikada adamina gore kaydiraktan kayip 70 Euro'ya iniyor hayretle seyrediyorum. Turistlerin cogu artik cetin ceviz, kaziklandiklarindan o denli eminler ki adam normal fiyat ceksede hizlarini alamiyorlar, fiyatlar dusuyor da dusuyor. Uzuluyorum bir yandan, taklit maklit, derisiyle, yunuyle, dikisiyle bayagi kaliteli urunler, bu krizde birazcik olsun kar etsinler istiyorum. Ve fakat isler simdiden yuzde kirk azalmis.


Neyse Kapalicarsi badiresini atlattik ve buz gibi ,yer yer karli havada, benim beloved mekanlarimda kuzenimle kolkola dolasirken burnumuz! dondu ve onu Turk Ocagina sahlep icmeye goturdum. Ne guzel adetlerimiz var iste, sogukta sahlep icmek gibisi var mi...ilk defa iciyor bayildi tabii...Neyse ben o sirada mezarlikta digerlerinden cok daha mutesasa, oylum oylum bir mezar gormeyeyim mi...tabii cikista saldirdim mezarliklara, birinin uzerinden atlayip, oburune zipliyorum mutesasa olanina ulasmak icin, bir yandan da kahkahalardan kiriliyorum. Zira kuzenim arkamdan gayet ciddi bagiriyor: "Yasemiiiin!!! Come back...you are like Morticia Adams...respect life, we will be under these marbles for eternity, life is one moment compared to it, don't spend it here.."Yok ukalaliktan kendi aramizda Ingilizce konusmuyoruz, kuzenim Italyan, en kolay boyle anlasabiliyoruz....
Mezar Halet Pasa'ya ait. Galata mevlevihanesindeki meshuuur Halet Efendi degil. Bu zati mukerrem ticaret naziri, ayan uyesi ve Cidde valisi ama oradaki butun cok onemli zevat arasindaki mezar hiyerarsisinin en tepelerinde neden Halet Pasa var acaba???? Ben de M.Cemal Kuntay'in MUH-TE-SEM "Uc Istanbul" romanindaki karaktere benzedim. Herkesin mezarinin yerini bilen bir tip. Biriyle mi tanistiriliyor hemen tanis cikiyor: "haa... bildim bildim ...sen Yanya'da bilmemne mezarliginda giristen sonraki besinci Selvi'nin altinda yatan bilmemkimin torunu degilmisin?". Bir de iskatcilar var ki apayri bir konu, onlari Huseyin Rahmi'den dinlemek lazim...
Neyse back to work....