Çarpıldım..
Yazma Eserler kütüphanesine gidiyordum, cerrahiyat-ül haniyye'nin peşinde...
Koskocaman sarı Park Medikal hastahanesinin arkasından
Kafamda beliren düşüncelerin keyfini çıkartarak yürürken,
Seeing a world in a grain of sand diye tebessüm ederken, birden...
Hafif bir rüzgar esti, uçucu...ve ben başımı kaldırdım
ve vallahi de, billahi de çarpıldım...
Şehrin içine sıkışmış bir başka dünya, bambaşka bir zamanın ruhu..
Bana en çok Ankgor Watt'ı hatırlattı...
Sonsuzluğu simgeleyen perdeleriyle...
İçinde iki kucak eninde gövdesiyle arz-ı endam eden ağacıyla
Koskocaman, adeta devasa mezartaşlarıyla
Küçük bir külliye...
Vahşi ve ne kadar nazik daha doğrusu nazenin...
Bahçesi secret garden yada uyuyan güzelin bahçesi.
Konuşuyor ama bilinmeyen bir dilde.
Tasavvufun ruhunun bir tezahürünü gördüm desem?
İnsanlar etrafındaki parkta çekirdek çitletiyor, yan taraftaki kafede meşrubat içiyor
Kimse ne kadar güzel olduğunun ve ne kadar çok şey anlattığının farkında değil.
Aman dokunmasınlar, bir zerresine..
Sordum soruşturdum,
İsmini öğrenemedim...
Aklıma Eliade geldi, bir düzlemden öbürüne değişen kutsallık hissiyatı...
Ben böyle doğal ve yoğun bir 'divine' görmedim...
Acayip bir yer..
Ay yada galiba ben acayibim, hahayt!!!