Saturday 7 March 2009

SELIM THE ÜÇ ve AMİRAL NELSON




Bugun III. Selim'e gittim Topkapi'da. Sagolsun Zat-i Sahane muthiiis karsiladi beni...Yanliz dedim ki : Devletlu Sultanim acaba kaloriferleri yakabilirmiyiz, donmak uzereyim de...Ilhami mahlaslı durur mu, haklı olarak, yanmak fiilinin mecazi manasına garkolarak buyurdu:

"Bu cihânın devletine eyleme zerre tama'
Pek sakın İlhâmî zirâ bî-vefâdır saltanat "

Evet, III. Selim'in bu siiri karsiliyor insani muze kapisinda. Eh...son bilindigi icin de bir urperiveriyor insan, zaten cok da zor olmuyor bu, zira muze buzzzzzzzz gibi...
Ama müzenin benim için ennn hot parçası sudur: Napolyon hafiften! Mısır'a filan bulaşmaya başlamıştır. Onun bu genişliği ve mazallah İngiliz tacının mücevheri olan Hindistan' doğru meyletmesi no nonsense İngiliz zevatını fena gıdıklamaktadır. Ayrica III. Selim'de kendi sariginin mucevheri sayilabilecek Misir'in kapisinin davetsiz misafir Napolyon tarafindan israrla calinmasi karsisinda gergef gibi gerilmistir. Coook kısacası, nefes nefese geçen bir seri deniz savaşından efsanevi Amiral Nelson yani İncilüzler galip çıkar , Napolyon kos kos Misir'dan uzaklasir, zaten onun icin sonun baslangici baslamistir. Şimdi III Selim, haklı müteşekkirliğinden olsa gerek Amiral Nelson ve başlıca saz arkadaşları için şeref nişanları hazırlatmış. Ama madalyalar an itibarıyla müzede durmakta...ne oldu acaba...Nelson bu madalyaları gelip almaya tenezzül etmedi mi, peki o zaman bunlar kendisine gönderilemezmiydi çünkü sanırım birtakım hediyeler (mücevher galiba) gönderilmiş kendisine...what happened demek istiyorum sayın seyirciler, WHAT happened....
Hımm...kapı çaldı, sanırsam mesafirler...
Düzeltme; küçük araştırma sonrasında ama kaynak internet yani akademik Rankeesque kesinlikten uzak, bilesünüz...
Şimdi, cevap şapşal kuş bendenizin tepeye koyduğu yakışıklı Nelson resminde gizli imiş...Nelson'un hilalli madalyalası ve şapkasındaki mücevher parçası!!! İlhamı'nin hediyeleriymiş, kaynağımın yalancısıyım...
Ama, ama müzedeki gösterişsiz madalyalar , onlar niye orada ki...
hımm, gösterişsiz oldukları için mi...
BYE

No comments: