Resimler geldi bugün...
Restoran olmuş eski evimizin...
Çocukluğumun cennet bahçesinin...
Ben gitmeye cesaret edememiştim oysa ki babam gayet rahat gidebildi bir zamanlarki baba evine...
Ben korktum, babannemin sesini duymaktan, cocuklugumuzun kahkahalarının çınlamasından, anıların her adımda karşıma çıkmasından, Max'ın ve Fifi'nin yerinde yeller esmesinden, yaseminlerin, o kocaman manolyanın yada mavi çamın kesilmiş olmasından...
Korktum boğazıma birşeyler düğümlenmesinden ve ağlamaktan..
Boşuna korkmuşum!
Ev o ev değil ki bambaşka bir yer olmuş...
İnanamadım, nasıl böyle bozulur o romantik ev ve neden???
Gebze taşlı, çift merdiven inerdi aşağıya aralarında da mermer çeşme. Bu zarafete bir de zaman dokunmuştu, herşeyin sivriliği yumuşamış, oturmuş ve sarmaşıklarla gizemlenmişti.
Şimdi lönk diye tek, sakil bir merdiven iniyor, çeşmeyi de yok etmişler..
peki ya babamın narsis ektiği, iki basamak merdivenle çıkılan kucuk bahce..beton dökmüşler üzerine...
dedemin gulleri, hercai menekseler??
evin içi dişi heryeri böyle yara bere, beton, içinde
utanıyordur şimdi eminim ...
bir de adam babama demesin mi 'görüyorsunuz eve pek dokunmadık' diye
babam gülmüş sadece, nerden başlasam nasıl anlatsam şarkısını söyleyecek hali yok tabii...
Bir güzellik daha kayboldu gitti, yerini sakile bırakarak...
Who cares???
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment