Wednesday, 28 April 2010

Saturday, 17 April 2010

Bize de onda birinden bir tane nasib eyle...AMİN!!!


Çok beğendiğim insanlardan biridir Sir Thomas More. 8. Henry'nin Ann Boleyn ile olan hukuksuz evliliğine onay veremediği için, yani düşünsel boyutta onaylamadığı birşey için, üçkağıt yapamadığı için, en çok korktuğu kendi vicdanı olduğu için, hakkaniyetsizlik yaptıktan sonra kendisiyle yaşayamayacağı için hayatını vermiştir. Üstelik bu müthiş karara dogmatik bir yüzeysellikle değil, anime bir zeka ve dolu bir ruhla, çetin bir sorgulama sürecinden sonra varmıştır.
Yıllar sonra altmışlarda bir film yapıldı More'un hayatını anlatan: A Man for all Seasons...Oradan aşırdığım ve benim için kanun kavramının içini en çok dolduran açıklama...
More'un ailesi: O adamı yakaltmalısın, sana çok zararı dokunacak. Kötü biri o...(More elinde her türlü güç varken, daha sonra kendi infazına sebep olacak adamın evinden elini kolunu sallayarak çıkmasına izin verir.)
More: Kötü olmaya karşı bir kanun yok ki.

Aile: Evet var: Tanrı'nın kanunu

More: O zaman Tanrı dilerse onu tutuklayabilir.

Aile: Biz konuşurken elimizden kaçıp gidiyor...

More: Evet, gitmelidir de...şeytanın ta kendisi olsa dahi...taa ki kanunu çiğneyene kadar.

Aile: Ah, çok güzel, şimdi de şeytana kanundan faydalanma hakkını veriyorsun.

More:Evet, peki siz ne yapardınız? Şeytanı yakalamak için kanunun ortasına koskoca bir yol mu açardınız? (burada kanun/ağaç alegorisi başlıyor)

Aile: Evet, şeytanı yakalamak için gerekirse İngilteredeki her kanunu keserdim.

More: Peki son kanun da kesilse ve şeytan sana dönse, o zaman yerle bir olmuş kanunların arasında sen nereye saklanabilirdin? Bu ülke karış karış kanunlarla bezenmiştir...Allah'ın değil, insanoğlunun kanunlarıyla... ve eğer bunları yokedersen, o zaman esecek rüzgarlara karşı dik durabileceğine gerçekten inanıyormusun? Evet, şeytana kanundan faydalanma hakkını veriyorum....kendi güvenliğimin hatrı için!!!
Bu da berbat çevirimin orjinal hali:
That man's bad
There's no law against that
There is, God's law
Then God can arrest him
While you talk, he is gone
And go he should if he were the devil himself until he breaks the law
Now you give the devil the benefit of law
Yes, what would u do? Cut a great road through the law to get after the devil
Yes, I would cut down every law in England to do that
Oh! And when the last law was down and the devil turned round on you where would u hide, the laws all being flat?This country is planted thick with laws from coast to coast...man's laws not God's and if you cut them down, do you really think you could stand upright in winds that would blow then.Yes I give the devil the benefit of law... for my safet's sake..
Ne diyebilirim...Allah böylelerinden, en azından onda birinden bir tanecik bize de nasib eylesin. AMİİİN!


Monday, 12 April 2010

BAHAR ve BEN

SENSATION
On the blue summer evenings, I shall go down the paths,
Getting pricked by the corn, crushing the short grass.
In a dream I shall feel its coolness on my feet
I shall let the wind bathe my bare head

I shall not speak, I shall think about nothing.
But endless love will mount in my soul
And I shall travel far, very far like a gypsy,
Through the countryside, as happy as if I were with a woman
Arthur Rimbaud

İSİMSİZ
yada
SPRING and I

It is the spring to be blamed, not I..
I, who do not even like poetry!
But then there is a room locked and bolted deep inside, at the very far back..
Contrasting profoundly with the white, spacious and unassuming rest..
Filled with delicate embroidery, burgundy velvets, slick satin and lace
adorned with crystal chandeliers, and with foiled bergéres
and with translucent vases overflowing with huge flower bouquets...
One window is open to green, deep and windy woods with thousands of little animals and exuberant water falls
And the other blindfoldly open to insatiable lust and lush decadence... as the spirit of the spring calls!
Leash or unleash , is that the main problem???
No...pas de tout
Very unfortunately, it is not me who is in possession of the damn key..